bugün ütopyadan gidiyoruz

tren yolculuğu olsun, gece boyu sürsün a'dan b'ye gitsin, nereden nereye gittiği çok önemli olmasın, yolda vaktin yarısını uyuyayım, yarısında çalan şarkının güzelliğine uyanayım, mp3 çalan alette 20 yeni grup olsun, 10u müthiş çıksın, yanımda tabi ki o mışıl mışıl uyusun, sabah hava kararmışken ilk defa gittiğimiz herhangi bir şehre varalım, uykusuzluğun verdiği o 3 sn gecikme kafada yaşanırken sokaklarda dolaşalım, ilk açık dükkanda atıştırarak kahvaltı yapalım, öğlene kadar zombi gibi dolaşalım, salak fotoğraflar çekelim öğlen uyuyalım, saat kurmadan ertesi gün nereye gideceğimizi de düşünmeden. olur bence.

ilginç

hmm, terkedilmiş gibi hissediyorum.

gerçekler

hayvan gibiyim, hayvan gibiyim, kilo aldıkça, şişer göbeğim, bu gidişe bir son vermez isem, 3 hanelere çıkar gibiyim.

scott pilgrim vs the world

ya film baya güzelmiş, hatta çizgi romanını dahi indirdim,
müzikler benim tarzım olmasa da bağımlılık yapıcı türden,
boşuna bi ton ön yargı yapmışım

if these trees could talk

signal tree http://fizy.com/#s/11pejo

ah şu ağaçların dili olsa da bir konuşsa.

şekil yaptım

blogger'ın yeni şablon tasarımcısı çok başarılı
belirtmek istedim.

okul & mezuniyet

hiçbir şeye enerjim yok, hiçbir şeye azmim yok.

The Ascent of Everest

Last.fm'min kafama dinlesene lan! diye kaktığı bir diğer grup gene müthiş çıktı.
Öyle müthiş ki gy!be ile ydni halda arasında bir yerde bu grup. Ne yazık ki henüz 7 şarkıları var. Üretin lan! Leziz kreatif beyinler sizi.

kurban - sahip [2010]

nuhteşem bir albüm olmuş. kesinlikle muhteşem.
burak'ın davulları biraz daha sıradanlaşmış ve arka planda kalmış olsa da albüm bir bütün, bir lokma, baştan sona aynı kafada.

bu da itiraf olsun; albüm hakkında söyleşilerden birinde deniz; sahip kim? sorusuna -tabi ki şeytan diyincesi çekinmiştim, hah dine saldıracaklar gibi gelmişti. bilakis inançsızlığı, günahkarları, dindar gözüküp en çok çalanları eleştirmişler, hemde baltayla balyozla. süper.

bi de bence bu albüm, bu kaliteyi korumak şartı ile ingilizce çıksaydı, dünyayı sallardı. tool kadar olmasa da tool benzeri bir kitle oluştururdu. o derece derinlikli, derdini tasasını güzelce işleyen bir albüm olmuş. oh iyi ki varsın kurban. daha sık ve daha çok albüm çıkarasın.

sleepmakeswaves

bana post-rock yapsa, bana bir albüm yazsa anca bu kadar olurmuş sayın bloggerlar.
hastası oldum hemen iki günde, hele iki şarkı var ki özellikle belirtmeden geçemeyeceğim;

I Will Write Peace On Your Wings And You Will Fly Over The World

ve

One Day You Will Teach Me To Let Go Of My Fears.

ikisi ayrı ayrı, birlikte, tek başına, eküri halinde ya da rekabet içinde güzeller. epey güzeller.

morrissey - let me kiss you

2 günde 20 kere dinledim.
hayır baymadı.
"... to chase one and I think I found mine
Yes, I do believe I have found mine"

and so i watch you from afar

set guitars the kill şarkısı yeter.
gerisi de şahane.
is there anybody out here? if yes; dinleyin.

23 yıl, kısa zaman

23 yıldır aldığım en güzel ve en anlamlı fiziki hediyeyi aldım.

anca

perşembeden bu yana iletişimin kopuk olduğu midem ile bağlantı yeniden sağlandı,
ilk sözü açım oldu.

yazamamak

21 kere blogu açıp, 21 kere kapattım,
hep bi cümle yakalayıp başlıyorum,
ve anında kayboluyorum.

anlatıcaklarım çok büyük, ben küçük kaldım.
evet sebep bu, iyi yani yazamamak.
ama yazmak da gerek.

olsun.

kısaca

love;
get it done,
crash all my frears,
let my mind run free,
in that endless sea.

KillerDialysis

bu abiler salt bir post-rock grubu. kendileri last.fm'den mesaj yoluyla dağıtıyorlar albümlerini.
inanılmaz başarılı, inanılmaz güzel. hele albümle aynı adı taşıyan soft-focus world acaip şeyler hatırlattı bana. çok güzel. linkde şu;

İndirmek için tıhnayın.

caspian - tertia (2009)

über. başka söz söylemiyorum.
ya da dur söyliyim,
albüm bütün. tek lokma. ama midene yumruk gibi oturan cinsten,
güzel şeylerden bahsetmiyor, biraz karanlık biraz dertli ama keyif ötesi.
of of.

göt/göbek

2 kilo daha almışım tatilde olduğum son 2 haftada.
hayır anlamıyorum, aşırı da yemiyorum. (tamam ankaradaki bir öğün abarttık)
dur durak bilmeli artık şu kilo işi.

boluda olunca

bolu'da olunca çok geriliyorum. 6. günün sonundan itibaren deli dolmuş, en ufak seste ,en ufak pürüzde kopacak bir hale giriyorum. hayır buradaki insanlar ile de bir sorunum da yok çok şükür. sanırım hatıralar, lise zamanı filan. çözemedim

supernatural

sevmek için ben başta çaba sarfettim,
ilk sezon ortasından sonra sevdirdi kendini velet.
güzel dizi

uyku düzeni

uyku düzenim iyice saçmaladı,
dün akşam 8de uyuya kalıp gece 2'de uyandım.
5e kadar yatakda döndüm durdum filan,
5ten beri de ayaktayım

final zamanı

ödeve başlamaya başlamak. başlamaya çalışmaya çalışmak.

film

transformers 2 izledim,
efektler güzel, kurgu bok gibiydi. öyle hikayeye kim gerektiyse hop geliverdi sahneye.
paris-mısır arasında dolmuş olarak çalışan robotlar varmış misal.
megan da güzeldi tabi de o buranın konusu değil.

amaç

emrsag.blogspot.com edebi anlam taşıyabilecek yazımsıları taşırken,
emresaglik.blogspot.com günlük saçmalamaları, izlenilen dizi ve film yorumlarını ve bolca post-rock grup incelemesi içerecektir.

budur.